belleten
  Turhal Tarihi
 

A. TURHAL TARİHİ

a.  Selçuklu devrinde Turhal

XI. yy'da Türk güçleri Anadolu üzerinde akınlara giriştiler. Yöremizin bir bölümü 1067'de Türkmenlerin eline geçti. Ancak Türkmenler düzenli Bizans orduları karşısında uzun süre tutunamadılar.

            Alp Arslan'ın ölümünden sonra Büyük Selçuklu Devleti'nde saltanat kavgaları başladı. Melik Şah Anadolu'da bulunan Artuk Beyi geri çağırdı.

Artuk Bey'in ayrılmasından sonra Alp Arslan'a karşı ayaklanmış olan Kutalmışoğlu Süleymanşah ile kardeşi Mansur Anadolu'ya girdiler, kısa zamanda Konya'dan İznik'e kadar olan bölgeyi ele geçirdiler. (1075) Bu sırada Süleymanşah'ın yakını Taylu Danişmedln oğlu Gümüştekin Ahmet Gazi Anadolu Selçukluları'na bağlı olarak Sivas, Tokat, Amasya yöresinde Danişmendli Devleti'ni kuruyordu. Bir süre sonra bağımsızlıkların ilan ettiler.[1]

1155'de Anadolu Selçukluları'nın başına geçen II. Kılıç Arslan, Anadolu birliğini sağlamak amacıyla 1175'de Sivas, Tokat üzerine yürüdü ve Danişmendli Devleti'ne son verdi.

Yaşlanan II. Kılıç Arslan l1S6'da ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırdı. Tokat ve yöresi Rükneddin Süleymanşah'a düştü.

II. Gıyasettin Keyhusrev döneminde, ağır vergiler altında ezilen Türkmenler, 1240'da Baba İshak önderliğinde ayaklandılar. Adıyaman yöresinden Tokat ve Amasya'ya doğru harekete geçtiler.

Bu arada Moğollar Anadolu üzerine saldırıya geçtiler. 1243'de Kösedağ savaşında bozguna uğrayan Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyasettin Keyhusrev Tokat'a kaçtı. Sonra Konya'ya geçti. Bundan sonra Anadolu Selçukluları Moğollar'a vergi veren devlet oldu. Bu dönemlerde yöremiz büyük sıkıntılar çekti. 1318 yılında Anadolu Selçuklu Devleti tarihe karıştı.

b. Osmanlı devrinde Turhal

Yıldırım Bayezid, Timur'un 1402'de yeniden Anadoluda gözükmesi üzerine Sivas ve Tokat yöresindeki geçitieri tutarak onu bu yörede savaşa zorladı. Durumu tehlikeli gören Timur, Ankara'ya doğru yöneldi. Burada yapılan savaş Osmanlılar'ın kesin yenilgisiyle sonuçlandı.

Timur'un Anadolu'yu terk etmesinden sonra, Yıldırım'ın oğulları arasında taht kavgaları başladı. Çelebi Mehmet Canik, Amasya, Turhal, Tokat ve Sivas yörelerindeki yerli beylerden Kara Devletşah Kubadoğlu, Gözleroğlu, Köpekoğlu ve Mezid Beyle uğraşıp bu yöreyi tümüyle egemenliği altına aldl(1413).

Şah İsmail, Şiilik1n Anadoluda yayılması için özel bir çaba harcıyordu. Gönderdiği Rumiyeli Nur Ali Halife propaganda çalışmaları yaptı. 4 bin kişilik bir askeri güç oluşturdu. Osmanlı ordusunu yenip yöremizi ele geçirdi. Yöremizdeki Avşar, Va rsa k, Karamanlı, Turgutlu, Bozoklu, Tekeli, Hamidelli aşiretleri de ayaklanmayı desteklediler. Bu ayaklanma, Yavuz Sultan Selim Padişah olduktan sonra bastırılabildi. Ancak yönetimden hoşnut olmayan Türkmenler arasında kaynaşma sürüyordu. 1518 yılında Bozok Türkmenlerinden Turhal'da oturan Celal ayaklandığında çevresinde 20 bin kişilik bir güç topladı. Tokat üzerine yürüdü. Şehsuvaroğlu Ali Bey tarafından bozguna uğratıldı. Celal, İran'a kaçmaya çalışırken yakalandı ve idam edildi.

XVII. yy'da yöremizde iki önemli olay yaşandı. Bunlardan biri büyük yıkımlara ve kayıplara neden olan 1684 deki deprem, diğeri ise 1688'de başlayıp iki yıl süren salgın hastalıktır.[2]

XiX. yy'da yöremizde siyasal yaşam olaysız geçti. Yüzyılın ikinci yarısında toplumsal yaşam etkileyen en önemli olay göçmenlerin gelişiydi. 1854-1855 Kırım Savaşı, 1855-1859 Şeyh Şamil ayaklanması ve 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra, çeşitli yollarla Anadolu'ya gelen Balkan ve Kafkas göçmenlerinin bir bölümü yöremize yerleştirildi.

1883 Sivas Vilayet Salnamesi, çevremizde yerleştirilen göçmenlerin sayısının giderek artması üzerine kaza olan Tokat Sancaklığa yükseltilmiştir. Aynı salnameye göre Tokat ve çevresinde yerleştirilen göçmenlerin sayısı 20.944 erkektir.

1903 yılında 215 hanelik bir göçmen kafilesi daha yöremize yerleştirildi. Göçmenler devletin yardımcı olmasına karşın zaman, zaman güçlüklerle karşılaştılar. Zile'de aç kalan bazı göçmenler olay çıkarıp hükümet konağına saldırdılar. 1. Dünya Savaşı yıllarında gelen göçmenler ise, azınlıkların gitmesiyle boş kalan yerlere yerleştirildiler ve zamanla onların iş dallarını ellerine geçirdiler.

c. Cumhuriyet Döneminde Turhal

 Halen Turhal kalesinin alt eteklerinde bulunan, ovaya ve birçok yönlü geçitlere hakim olan burasının, MÖ: 2000 YILLARINDA Orta Asya'dan gelen Turanlılar hanesinden TURHAL ismindeki hükümdarın oğlu olan Turhalit Bey tarafından inşa ettirildiği, diğer kardeşe Amşit Beyin Amasya'yı, Silay ismindeki kardeşinin de Zile'yi inşa ettiklerine dairdir. Çeşitli kaynaklardan elde ettikleri bilgilere teyit edici belgeler bulmak maalesef mümkün olmamıştır.[3]

Evliya Çelebi seyahatnamesinde, Turhal kalesinin M.Ö. 795 Turhal adındaki bir kumandan tarafından yapıldığına dair bir kayıt bulunmamaktadır. Turhal kalesinde bulunan iki kitabenin Sümer yazısı, ünlü coğrafyacılarından Amasya11 Sirabon'un (MÖ. 63 - MS. 19) eserlerinde bulunmaktadır. Bu eserde Yeşil ırmak anlatılırken "Eski devirlerde Kralların oturduğu Gayura şehrinden kuzeye doğru düşmektedir." Kaydı Gayyola şehri habercide bugünkü Turhal'ın eski şehrinde kalmış kalesi olması lazım gelir.

Tokat-Amasya karayolunun yakınında ve şehir içinde bulunan Turhal kalesi muhtelif yönlerdeki geçitlerin hakimiyeti itibariyle eskiden çok önemli olduğu anlaşılmaktadır. Chales Mike burada bir şato ve yeraltı yollarından bahsetmektedir. Bugün için Turhal kalesinde yalnız tepede de eski şatodan kalma iki burç ve yeraltı geçitlerinin birkaç basamağı kalmıştır. Bazı araştırmacılara göre bu kalede Tiraller veyahut Turgal'lar isminde bir kavimin yaşadığını kaydetmişlerdir. Kapadokia ve Pontusların büyük muharebelerine sahne olmuş bir stratejik bölge Romalı general Pompeius tarafından kale ve etrafı yıkılmıştır. Romalılar zamanında birçok İslam ordularının da hücumuna uğrayan Turhal en son Gazi Ahmet Danışmend1n eline geçmiş bulunmaktadır. 1068 tarihinde Turhal'a isminin Köşan olarak yazıldığı görülmektedir.

T.T. Kurumu yayınlarından Osmanlı tarihi cilt 10'da Prof. Hakkı Uzunçarşılı Kastamonu emri Süleyman Paşa'nın ölümüyle neticelenen, Anadolu harekatında Yıldırım Beyazıd'ın TurhalOvasından geçtiği ve yine Timur'un buralara kadar geldiği kayıtlı bulunmaktadır. Turhal'ın Çelebi Mehmet'in validesine ait imaret kaydı da bu eserde yer almaktadır. Tetkiklerimiz sırasında burasının kalıntıları bulmak mümkün değildir. Vakıflar Dergisi cilt V1 sayfa 54 Mehmet Bin-i İbrahim tahrir emrine göre eyalet'i Rum'un idari ve mali taksimat olarak kazalara bölünmekte olduğunu kaydederken: Sivas-Zile-Turhal-Niksar-Artova­Arğıkabad-Erbaa kayıtlarına rastlanmaktadır.

Aynı eserin 55. sayfasında 15. asırda Eyalet'i Rum'daki kalelerden bahsedilirken Turhal kalesinin de kaydı bulunmasına rağmen başlangıçta verdiğimiz bilgileri tamamlama açıklamalara tasadüf edilmediğinde kaydetmek isteriz. Fransız alimlerinden Vital Cuinet'in 1892 yılında Paris'te basılan "Turgaiepaise Geopraphaie Ardminis trative, Statis da tipuue Des-ciip-tive et Ralsomee dechape ve Province de hiasle minevre" adlı 3 ciltlik eserinde seyahati sırasında tetkik ve çalışmalarda bulunduğu Turhal hakkında [4]"Aynı ismindeki nahiyenin merkezi olan Turhal Merkez kazasının batı sınırında Tokat Şehrine 35 km mesafede, Kazova'nın girişinde 3000 nüfuslu küçük bir kazadır. Güzel bahçeler ve meyveliklerle çevrili olup bilhassa civarındaki yükseklik yerdeki kalenin eski harabeleriyle dikkat çeker. Bu eski kalede dağın içine inen kayalarda olmuş bir yeraltı galeri vardır. Bu kalenin hazinelerini emin yere saklamak isteyen Pontus krallarından Mithridates tarafından yaptırıldığı söylenmektedir." denilmektedir.

KAYNAK:
TÜRK FOLKLOR ARAŞTIRMALARI  TURHAL FOLKLORU ,MUSTAFA ALPARSLAN,KÜTAHYA ,2007

[1] Tokat Valiliği İl Yıllığı , “Turhal Kaymakamlığı Kısmı”,  1998, s.3

[2] Tokat Valiliği, a.g.e., s. 5

[3] Tokat Valiliği, a.g.e., s. 7

[4] Tokat Valiliği, a.g.e., s. 8

 
  33992 ziyaretçi bu siteden faydalandı  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol