belleten
  Dil ve Kalıplaşmış Sözler
 
 İnsanlar, çeşitli özelliklerinden dolayı aile ve kişilere ad yakıştırırlar. Bu şekilde yakıştırılan adlara ‘lakap’ ismi verilmektedir. Bugünde eskiden olduğu gibi lakap takma çok yoğun yapılmaktadır. Yöremizde de her yerde olduğu gibi lakap takma çokça görülür. Lakaplar:
Fort Mehmet : Boyu kısa olduğu için bu isim verilmiştir.
Kör Salim: Kör olduğu için bu isim verilmiştir.
Kara Şerifler: Aile fertlerinin esmer olmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Sarı’nın Ahmet: Babasının sarı olmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Kibar: Aile fertlerinin tertipli olmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Dünya Dursun: Kafasının büyük olmasından dolayı bu isim verilmiştir.(bkz, K.K.3)
Külük Parmak: Aile reisinin iki parmağı sakat olduğu için bu isim verilmiştir.
Ulalı Burun: Burnunun ucunda sonradan bir et parçasının eklenmesinden dolayı bu isim verilmiştir.
Kara Yılmaz: Esmer olduğu için bu isim verilmiştir.
Cılız Dursun: Ufak tefek, cılız olduğu için verilmiştir.
Kel Hüseyin: Saçının olmamasından dolayı bu isim verilmiştir.
Balta Sadık: Çok babayiğit ve cesur olduğu için isim verilmiştir.
Çıyan Hasan: Gözlerinin yeşil olmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Bülbül’ün Mehmet: Babasının sesinin güzelliğinden dolayı bu isim verilmiştir.
Yan boyun Ömer: Boynunun eğri olmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Kâtip’in Sali: Babasının kâtiplik yapmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Kâhya’nın Fadime: Kocasının kâhyalık yapmasından dolayı bu ismi almıştır.
İmamoğulları: Sülalenin dedelerinin imamlık yapmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Şeşbeşler: Aile fertlerinin çok kumar oynamasından dolayı verilmiştir.
Zırhlılar: Sülalenin dedelerinin zırh yapmasından dolayı verilmiştir.
Lalaşlar: Aile fertlerinin çok belalı olmasından dolayı verilmiştir.
Haciko: Çok hacca gitmesinden dolayı bu isim verilmiştir.(bkz, K.K.3)
Mahmut’un Salih: Aile reisinin isminin Mahmut olmasından dolayı verilmiştir.
Mısta: Aile büyüğünün adının Mustafa olmasından dolayı verilmiştir.
Sülo: Aile reisinin adının Süleyman olmasından ve halkın bu ismi kısaltmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Şaban çavuşlar: Aile reisinin isminin Şaban olması ve askerde çavuş olmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Deli Durso: Aile liderinin isminin Şaban olması ve biraz deli olmasından dolayı bu lakap verilmiştir.
Arif Ağalar: Aile reisinin isminin Arif olması ve bir zamanlar ağalık yapmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Kürtmistolar: Aile reisinin isminin Mustafa ve kürt olmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Hobbiç: Ayağının sakat olmasından dolayı ve sekerek yürümesinden dolayı bu isim verilmiştir.
Tirit: Çok cıvık hareketler yapmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Kartal Hacı: Yürürken dik yürüyüp, kollarını kartal gibi açmasından dolayı bu isim verilmiştir
Dudunun Dursun: Annesinin ismi Dudu olduğu için verilmiştir.
Hatcenin Dursun: Eşinin isminden dolayı böyle denilmiştir.
Döndünün Dursun: Annesinin ismi Döndü olduğu için böyle denilmiştir.(Bkz, K.K.3)
Bunlar mecburiyetten dolayı böyle söylenmiştir. Köyde Dursun isminin fazla olmasından dolayı karıştırılmaması için ve kolayca anılmaları için bu şekilde lakaplandırılmıştır.
Helvacı: Helvayı çok sevdiği için bu ismi almıştır.
Gıbili: Hiç evlenmediği için bu ismi almıştır.
Dımık: Üzümü çok sevdiği için bu ismi almıştır.
Somuncu: Ekmeği çok yediği için bu isim verilmiştir.(Bkz. K.K.3)
- Allah başını yastığa düşürmeye
- Allah başını bozmaya
- Allah bir taneden yeşerde
- Anan baban gününü göre
- Bir cebin altın bir cebin gümüş ola
- Ettiğin iyilik kötülüklere karşı dura
- Allah ciğerine od düşürmeye
- Allah canına, bedenine sağlık vere
- Anan baban nur içinde yata
- Allah gönlüne göre vere
- Ömrün uzun, düğünün güzün ola
- Allah hanene Hızır uğratsın
- Tekerine taş dokunmasın
- Allah sizlere bağışlasın
- Allah analı babalı büyütsün
- Allah ne muradın varsa versin
- Allah satı pazarı versin (satış yapanlar için)
- Allah kimsenin aklını başından almasın
- Allah canını sağ etsin(Bkz, K.K.2)
- Kapına kara kilit vurulsun
- Ocağın tütmesin
- Boynu altında kalsın
- Duvağı dürülü kalsın
- Analık yumruğu yiyesin
- Yılan olsun benim malım mülküm
- Ölüm denen canavar başucunda dolansın
- Gara baba ye emi !
- Çatında patında kalasıca
- Boku tahtaya çıkasıca
- Töremeyesice
- Sabaha cenazen çıksın
- Bir kazan suda yanasın
- Bağrına kara yılanlar düşe
- Dilin dişin kilitli kalsın
- Gıcır gıcır yıkılasın
- Sürüm sürüm sürünesin
- Gara haberin gelsin
- Ciğerin ağzından gelsin
- Boyun posun devrilsin
- Südüklüğüne daş dursun
- Bağrına benim kadar daş dursun
- Kulağından mıhlansın
- Seller götüresice
- Yanı para tutasıca
- Ganın içine aksın
- Öllüğün körü
- Gözünün ışığı sönsün
- Gidişin olsunda dönüşün olmasın(Bkz. K.K.5)
- İki gözüm kör olsun ki
- Tuttuğum oruç gavurun olsun ki
- Anam babam ölsün ki
- Allah belamı versin ki
- Ekmek Kur’an çarpsın ki
- Sabahlar yüzü görmeyim ki
- Hameyli beni kessin ki
- Vallahi Billahi Tillahi
- Kur’an’lara el basayım ki
- Oğlumun ölüsünü öpeyim ki
- Ekmek gözümü kör etsin ki
- Elim ağayım tutmasın ki
- Şuradan şuraya adım atamayım ki
- At bokundan atlayım ki
- Tövbeler olsun(Bkz, K.K.5)
- “Anaya asu gelen onmaz”
(Anaya verilen değeri dile getirir.)
- “Arkanı ya bir bağa ver ya bir beğe”
(Bazı işlerde sağlam bir dayanağa gerek olacağını vurgular.)
- “Deliye yer ver eline bel ver”
(Akılsız kişilerden en olmayacak işlerin beklenebileceğini anlatır.)
- “Berine güvenenin kazığı kıra çakılır”
(Başkasına güvenerek yola çıkmanın zararını anlatıyor.)
- “Serersen oturursun”
(Her şeyin bir emekle kazanılacağını belirtir.)
 “ Cennet Turhal’ın ya altında ya üstündedir”
(Turhal’ın yeşilliği, suyunun, havasının ve mahsulünün bol olduğunu anlatır.)
- “Su çukurunu, yel tepesini bulur”
(Herkesin sonunda aslına döneceğini belirtir.)
- “Kömüş yıktığı gediği bilir”
(Zarar veren kişi zarar verdiği yere gitmek istemez, kömüş de eğer bir tarlaya zarar vermişse, bir daha asla o tarlaya gitmek istemez, ucunda sivri demir bulunan sopayla vursan hadi…)
- “Çiğ et çirkin görür”(Bkz. K.K.5)
(Kaba hareketlerin ne kadar göze batıcı olduğunu gösterir.)
- “Zemheride yağmur yapacağına gökten yılan yağsın daha iyi”
(Kış yağmurunun mahsul için iyi olmadığını belirtir.)
- “Çiğ et pişene kadar pişmiş cana geçer”
(Tecrübesiz kişiye tecrübe kazandırana kadar, onu eğiten canından bezer.)
- “Su ağzında arazisi olmayana kız verilmez”
(Malı mülkü olmayana kız verilmeyeceğini anlatır.)
- “Gücük az mart yaz, samanın iyisini marta koy, koymazsan koca öküzün derisini avlaya ortaya koy, üzümü kışın dondurursan yazın ondurur”
(Yöremizdeki insanların doğa deneyimini yansıtır.) 
- “Atın yerine eşek bağlanmaz”
(Yetenekli kişilerin yerini, yeteneksiz kişiler tutamaz anlamına gelir.)
- “Elden yiyen yoldan acıkır”
(Taşıma su ile değirmen dönmez manasındadır.)
- “Güttüğü üç keçi ıslığı dağı deviriyor”
(Üç kuruşluk iş yapıp büyük bir iş yapmış gibi abartılı davranmak.)
- “Deliğine sığmayan tilki ardına karaçalı takarmış”
(Kendisi yetmiyormuş gibi bir de fazlalık alması.)
- “Boş çuval ayakta durmaz”[1]
(Yaşayabilmen için az çok güvencen olması gerekir.)
- “İt ile çuvala girilmez”
(Arsız ve hırsız kişilerle yolda gidilmez anlamında.)
- “El ile öğün olmaz o da yola bulunmaz”
(Her şeyi bir başkasından bekleyerek çalışmazsan aç kalırsın anlamına gelir.)
- “Ağlayanın malı gülene fayda etmez”
(Gönül rızası olmadan verilen bir şeyin hayrı olmaz.)
- “El elin aynasıdır”
(Kendi hatalarını göremezsin ama karşındaki bu hataları görür.)
- “El eli yıkar o da döner yüzü yıkar”
(Sen başkasına iyilik edersen o sana daha büyük iyilik eder.)
- “Aç koyma hırsız olur çok söyleme arsız olur”
(Her şeyin aşırısı fenalık getirir.)
- “Aç insan uyumaz”
(İhtiyacını mutlaka gidermelisin anlamında.)
- “Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz”
(Emeksiz yemek olmaz anlamındadır.)
- “Az tamah çok ziyan getirir”
(Fazla bencillik zararlıdır.)[2]
- “Dirgene dayanmayan porsuk harmanda yüzü olmaz”
(Emeksiz yemek olmaz)
- “Borç yiyen kesesinden yer”
(Ödünç alınan mal yine senin cebinden çıkar.)
- “Babası oğluna bağ bağışlamış, oğlu babasına bir salkım üzüm vermemiş”
(Evlat sevgisi baba sevgisinden fazladır.)
- “Dört göz bir evlat içindir”
(Bir evladı olan onu gözü gibi savunur.)
- “Çiğ yiyenin karnı ağrır”
(Ateşle oynayan kişinin elinin yanması gibi.)
- “Alma mazlumun âhını gökten iner şahini”
(Mazluma yapılan zulüm karşılıksız kalmaz)
- “Cücüğü güzün sayarlar”[3]
(Yapılan işin sonunun iyi mi kötü mü olduğu sonra belli olur)
Cayırdak uçmak: Aniden düşmek anlamındadır.
Eyegüsü kalın: Anlayışsız insan anlamındadır.
Hırlı durmak: Rahat dur anlamındadır.
Laf ebeliği yapmak: Çok konuşan anlamındadır.
Gıcılamaz ganı: Çok yavaş hareket eder anlamındadır.
Tille gibi kalmak: İncecik, upuzun anlamındadır.
Çenenin bağına: Çok konuşan anlamındadır.
Dırım iti gibi titreme: Çok üşümek anlamındadır.
Fink atmak: Çok dolaşmak anlamındadır.
Derisine sığmamak: Çok sinirlenmek anlamındadır.
Gözü düşmek: İmrenmek anlamındadır.
Terbiyeden tezikmek: Çok terbiyesiz anlamındadır.
Baltası kütükten çıkmak: Olmayacak işleri başaran için söylenir.
El vurup etek savurmak: Hem kazanıp hem de gereksiz yerlere harcamak.
Döşeğine oturmak: Sanatını öğrenip elinden almak anlamındadır.
Eleği duvara asmak: Zamanı geçmek anlamında anlamındadır. (Bkz, K.K.4)
Elma attım denize
Geliyor yüze yüze
Ben vuruldum Filiz’e
Onu seven Cüneyt Arkın
Kın kın kın
Kına gecesi
Si si si
Simitçi
Çi çi çi
Çiğ köfte
Te te te
Telefon
Fon fon fon
Merzifon
Çıtıran pıtıran
Çubuğunu kıran
O o Oya
Oya gitti maça
Maç bileti kaça
(Bir rakam söylenir ve o rakama kadar sayılır. Rakam kime denk gelirse ebe o olur.)
O piti piti
Karamela sepeti
Terazi lastik cimlastik
Biz size geldik bitlendik
Hamama gittik temizlendik(Bkz, K.K.9)
Tik tik tik
Dersimiz matematik
Portakalı soydum
Başucuma koydum
Ben bir yalan uydurdum
Duma duma dum
Kırmızı mum
Allah’tan başlıyorum
Şeytanı taşlıyorum
Kim çıkacak bilmiyorum
Ona kadar sayıyorum
Miço nerden geliyorum
Harmanlardan aşağı
Miço gözlerin nerde
Fıldır fıldır yerlerde
Miço ellerin nerde
Kıvrım kıvrım bellerde
Oyna da Miço oyna
Zıpla da miço zıpla(Bkz, K.K.9)
·         Kerik: Eşek
·         Cücük: Civciv
·         Dastar: Sofra Bezi
·         Badal: Merdiven
·         Çitme: Tekme
·         Bıldır: Geçen Sene
·         Ağleş: Dur
·         Çiğit: Çekirdek
·         Ecük: Azıcık
·         Böcük: HaşereEşelek: Yedikten sonra kalan meyve kısımları
·         Ümük: Boğaz
·         Vazalak: Ukala
·         Zavrak: Salatalık
·         Yazu: Düzlük
·         Yağırnı: Sırt
·         Heğri: Sende
·         Kelem: Lahana
·         Keşik: Sıra
·         Mıh: Çivi
·         Mısmıl: Sedir, Divan
·         Pelver: Salça
·         Sümsük: Pis Boğaz
·         Sorutmak: Ayakta Durmak
·         Bayahtan: Biraz Önce
·         Cerek: Dayamalık Ağaç
·         Kaluç: Orak
·         Çöçelenmek: Boşa Vakit Geçirmek
·         Ellağam: Herhalde
·         Çoştar: Ara Bozucu
·         Gilik: Pide(Bkz, K.K.8)
·         İlistir: Sapsız Kevgir
·         İşgefe: Yufka
·         Malamat: Berbat
·         Mısmıl: İşe Yarar
·         Petni: Hayvan Yemliği
·         Temek: Ahır Penceresi
·         Tille: İnce, Uzun Deynek
·         Bi Dıhım: Bir Lokma
·         Şibermek: Şımarmak
·         Mahat: Tahtadan Yapılan Oturak
·         Pürpürüm: Semizotu
·         Bük: Böğürtlen[4]

KAYNAK:

TÜRK FOLKLOR ARAŞTIRMALARI  TURHAL FOLKLORU ,MUSTAFA ALPARSLAN,KÜTAHYA ,2007


[1] Cihat Erdoğ, a.g.e., s. 60
[2] Cihat Erdoğ, a.g.e., s. 69
[3] Cihat Erdoğ, a.g.e., s. 70
[4] Cihat Erdoğ, a.g.e., s. 59
 
  33992 ziyaretçi bu siteden faydalandı  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol