belleten
  Coğrafi Özellikleri
 

B. TURHAL COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ

Turhal ilçesi kuzey yarım küresinde enlemi 40 derece 18 dakika ve boylamı 36 derece 06 dakika olan yerdedir.

Turhal, 48 km. mesafedeki Tokat iline bağlı eski bir yerleşim yeridir. Mutlak yüksekliği 480 m. 2000 yılı sayımına göre ilçe merkezinin nüfusu 95.536'dır. köy-kasaba nüfusu 35.449 kişidir.

2000 yılında yapılan genel nüfus sayımına göre şehir merkezi, ülkemizdeki 34 il merkezinin nüfusundan daha büyüktür.

Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca yayınlanan 2000 yılı sayım sonucuna göre km2 ye düşen kişi sayısı (nüfus yoğunluğu) 128 kişidir. İlçenin yüz ölçümü 1021 km2 dir.

Nüfus bakımından Tokat'ın ı. büyük ilçesidir. Doğusunda Tokat, kuzeyinde Amasya ve batısında Zile şehirleri yer almaktadır. Düzgün yollarla Amasya, Samsun, ve Sivas'a bağlı olup, Sivas-Samsun demiryolu Turhal Ovası’nı kuzey batıdan kuzeye kadar kat eder.

Turhal'ın kuzeyi Kuru köprü istikametinde Yeşil ırmağın dar boğazıyla, kuzeydoğusu Kamat dağları, doğusu Hanife dağları, güneydoğusu Kazova, güneyi Nacaklı dağları ve batısı da buzluk dağlarının uzantılarıyla çevrilidir.[1]

a.İklimi

Turhal ve çevresi humid(nemli) Karadeniz iklimi ile arid (kurak) İç Anadolu iklimi arasında bir geçit iklime sahiptir. Bu geçit iklim daha ziyade İç Anadolu'nun kurak iklimine doğru bir sapma gösterir. Bölgenin topografik özellikleri ve yükseltisi iklim durumuna doğrudan doğruya etkilemektedir. Genel olarak yazlar kurak ve sıcak, kışlar soğuk ve yağışlıdır. İlk ve sonbaharlar ise ılık ve oldukça yağışlı geçmektedir.

1.Sıcaklık

Turhal ve çevresi sıcaklık şartlarıyla ilgili olarak dört mevsimde bütün özellikleriyle kendini gösterir. Mevsimlerden bir diğerine geçiş yavaş ve çok belirgin bir şekilde olmaktadır. Hissedilir derecedeki sıcaklık oynamaları Mart sonu ile Ekim başına rastlar. Nisan yağmurlarıyla beraber yumuşayan hava, Mayıs sonunda tamamen ısınır, Haziran ve özellikle Temmuz'da 350'lik azami yüksekliğe ulaşır. Aylık ortalamaları incelediğimiz zaman en soğuk ayın Şubat olduğu görülür. Sıcaklık şartlarının incelenmesinde yalnız ortalama değerleri ele almak yeterli değildir. Bu nedenle sıcaklığın hangi derecelere kadar düştüğü ve yükseldiği bilinmelidir. Bu durum göz önüne alınacak olursa alanda sıcaklığın bazen çok fazla yükseldiği, benzen de soğuk hava baskınlarının olduğu görülür. Gökyüzünün açık, ışımanın fazla olduğu kış gecelerinde soğuk havanın çanak şeklindeki Turhal'da havuzlanıp bir sıcaklık terslemesi (havza terslemesi) meydana getirdiği zaman, zaman görülmüştür.

Extrem (uç) değerler incelendiğinde son yıllarda Turhal'da kaydedilmiş en yüksek sıcaklığın 45°, en düşük sıcaklığın -240 olduğu görülmüştür.

2.Yağış

Turhal ve çevresinde yağışa tesir eden en önemli faktör topografik durumdur. Karadeniz üzerinden gelerek bol yağış getirmesi muhtemel olan rüzgarlar, bölgeye gelmeden Karadeniz kıyısında yer alan dağlarla yükselmeye mecbur edildiğinden taşıdıkları nemin büyük bir kısmını bu dağların kuzeye bakan yamaçlarına bırakmakta ve bunun sonucu olarak da bölgede yağışlar kuzeye ve oranla az olmaktadır. Yıllık ortalama yağış 400-450 mm. Civarında değişmektedir. Azami yağışlar ilkbahar mevsimi içinde Nisan ve Mayıs aylarında, asgari yağışlar ise yazın Temmuz ve Ağustos aylarında olmaktadır. Bazı seneler Temmuz ve Ağustos'ta hiç yağış kaydedilmediği de görülmüştür.[2]

Bölgeye yağış getiren hava hareketleri kuzeydoğu ve kuzeybatıdan gelmektedir. En yağışlı mevsimler ilkbahar ve kıştır. Sonbahar orta derecede yağışlı, yaz ise yağış bakımından yetersizdir. Genel olarak yağışların %351 ilkbahara, %12'si yaza, %20'si sonbahara, %33'ü de kışa rastlar.

3. Rüzgarlar

Rüzgarlar mevsimlere göre değişik yönlerden eserler. Yaz aylarında özellikle Temmuz ve Ağustos'ta diğer aylara nazaran daha kuvvetli  kuzey rüzgarları, özellikle poyraz, kış aylarında ise güneyden esen rüzgarlar etkilidir. Yazın öğleden sonra esmeye başlayıp, akşamüzeri kesilen poyraz bölgenin karakteristik rüzgarıdır. Bu arada bazı senelerde güneyden esen sıcak ve kuru rüzgarlar görülür.

Sam yeli denilen bu rüzgar sebze ve meyvelere büyük ölçüde zarar vermektedir.

b.Bitki Durumu

Bölgede bitki örtüsü önce topografik yapıya sonra da edafik şartlara bağlı bir dağılış göstermektedir. Özellikle i. Sınıf bir arazı sayılan Turhal Ovası’nda sulamaya engel olacak topografik bir problem olmadığından çok çeşitli bitkilerin yetişmesi mümkün olmaktadır.

Turhal ve çevresi tabii bitki örtüsü bakımından fakirdir. Ormanlık diyebileceğimiz bir saha bölgede yoktur. Ova dışındaki dağlık ve tepelik alan büyük bir kısmıyla çıplak görünüştedir. Kuzeydoğuda Kamat Dağlarında yükseklere doğru ardıç(juniperüs), meşe(quereus), ve pelitten oluşan bozuk bir orman örtüsü bulunmaktadır. Bu bozukluğun nedeni, antropojen tahriptir. Çevre köylülerin yakacak ihtiyaçlarını karşılamak ve orman alanlarından arazi kazanmak maksadıyla yaptığı bilinçsizce ağaç kesim yüzünden ormanlık alanların orman özelliği kaybolmuştur. Bu yüzden ormanlık alan olması gereken yerler gün geçtikçe seyrelmekte, ağaçların yerini çalılıklar almakta veya tamamen çıplaklaşmakta, buna paralel olarak da erozyon şiddetlenmekte ve bu durum da toprak verimine olumsuz yönde etki etmektedir.[3]

Ovada da genellikle kavak ağacından oluşan ve dar alanlı bozuk bir orman sahası bulunmaktadır. Yeşilırmak ve dere boylarında top ağaçları dizisi bulunur. Bunlar arasında söğüt(salix) ve kavak(populus) geniş yer tutarlar. Ayrıca gene ırmak ve yol boylarında yer, yer böğürtlen ve yabani üzüm denilen bitkiler görülür.

Zirai ve kültürel bitki örtüsü daha hakim yer tutmaktadır. Almus Barajının yapılmasıyla kuru ziraat (dyrfarming) yerini tamamen sulu tarıma bırakmış bu durum toprak verimliliğine de olumlu yönde etki yapmıştır. Gerek klimatolojik, gerekse toprak şartları bakımından.

Turhal Ovası bağ-bahçe ve çapa bitkileri tarımına çok elverişlidir. Önem sırasına göre şeker pancarı, buğday, arpa, mısır, mercimek, nohut, karpuz gibi diğer çeşitli sebzeler yer alır. Bu bitkilerin yetişme süresi içinde suya ihtiyaçları fazladır ve gerekli su da bölgede düzenli bir şekilde yer alan sulama kanalları aracılığı ile temin edilmektedir.

Turhal'da Türkiye'nin en büyük şeker fabrikalarından birisi yer almaktadır. Bu nedenle pancar tarımının merkezidir.

Sebze ve meyve alanları da önemli yer tutar. Özellikle elma ve şeftalinin yer aldığı meyve bahçeleri bulunur.

c.Dağlık Alan

Turhal'ın kuzeybatısında Buzluk dağlarının uzantıları esas yükseltiyi oluşturur. Bu dağlar üzerinde Kesecik Tepesi 1450 m.'ye, Kamalıçal Tepe de 1200 m. Ye varan yükseklikleri ile zirve noktaları olarak göze çarparlar. Bölgenin en yüksek yerleri olan bu dağların yapısı Mesonzoik yaşlı kalkerler olup alt seviyeleri başkalaşmaya maruz kaldığından mermerleşmiştir. Buzluk Dağları ovaya doğru alçalarak etek kısımlarında tepelik bir görünüş alırlar. Yamaç yerlerde suyun süpürmesi parçalamış, bazı bölümlerde ise saçaklar halinde akan yağmur ve erimiş kar suları aynı zamanda çıplak olan arazide vadi ağını andıran yağmur olukları meydana geliştirmiştir.[4]

Turhal güneybatısındaki Nacak Dağları, Çivril Deresi'yle Buzluk Dağları'ndan ayrılırlar. Nacak Dağları yapı bakımından oldukça karışık bir durum gösterir. Doğuda Hanife Dağları kısa mesafede yükselerek sarp bir görünüş alırlar. Bu dağlar üzerinde Orta Tepe 950 m., Mercimek Tepe 1201 m. Yüksekliktedir. Nihayet kuzeydoğuda Kamat Dağları ve kuzeyde Koban Dağları yer almaktadırlar.

Ayrıca Turhal Ovası’nı kuzeyden sınırlayan dağ silsilesinin Turhal'a bakan yamaçlarında, takriben 600-850 m. Yükseklikte Antimuan madenleri bulunmaktadır. 1938'den beri düzenli olarak üretimde bulunulmakta olup, maden işletmeciliği fiziki coğrafya bakımından uygun bir durum oluşturmaktadır.

d.Ovalar

Yukarıda adı geçen dağların arasında takriben 3 km. genişlik ve 9 km. uzunlukta bir çöküntü ovası yer almaktadır. Bu ovaya üzerinde yer alan Turhal ilçesiyle ilgili olarak Turhal Ovası denilmektedir. Yeşil ırmak havzası ovalarından biri olan bu saha, Turhal etrafında doğu batı yönlerinde genişleyen,kuzey ve güneyde daralan bir dörtgen manzarası oluşturur.

Tamamı 4000 ha. Civarındadır. Ovada ırmak boyuna yakın yerler dümdüz olmakla beraber, doğu ve batıya doğru pek hafif dalgalı bir uzanış görülür. Bu hafif dalgalı uzanış İskele Tepe ve Buzluk Dağları'nın eteklerine doğru eğimi açık bir şekilde arttırmaktadır.

TurhalOvası'nın esasının teşkil eden arazi Yeşil ırmak ve Yeşil ırmağa karışan yan derelerin getirdiği toprak materyalinin birikmesiyle meydana gelmiş alüvyonlardan ibarettir. Ova toprakları menşei itibariyle 4. zamanda oluşmuş genç, alüvial topraklar olup yamaçları taban arazi ile birleştikleri kısımlarda dar şeritler halinde yer , yer kollovial topraklara da rastlanmaktadır. Ekseriyeti teşkil eden alüvial arazi taşınmış (allokton) topraklardan oluşmuştur, henüz genetik horizonları iyice teşekkül etmemiştir.[5]

Ovada alüvyon oldukça kalındır. Bunun sebebi, ovayı çevreleyen yüksekliklerin çıplak olması ve gerek gece-gündüz, gerekse mevsimler arası sıcaklık farklanmalarının oldukça kuwetli olması sebebiyle mekanik ufalanmanın, dolayısıyla şiddetli sayılabilecek bir erozyonun hüküm sürmesi ve de özellikle Yeşil ırmağın meydana getirdiği birikmelerdir.

e.Tepelik alan ve tek tepeler:

Tepe deyince küçük ve etrafındaki araziye göre çepeçevre bir yükseklik gösteren yer kabarıklığı akla gelir. Bir çok tepenin yer aldığı saha ise tepelik alan olarak belirir. İşte bu özellikteki tepelik alan tez sahamda dağlık alandan ovaya geçiş kısmında yer alır. Bir kısmı dağların oldukça alçalmış ve selinti sularıyla yarılmış olan uzantıları durumundadır. Bir kısmı da dağların üzerinde bariz bir yükseklik halinde zirve noktalarını teşkil etmektedirler. Buzluk dağları üzerinde Kisecik tepesi (1450 m.) Kamalıçal tepe (1200 m.) bu türlü tepelerdendir.

Kamat Dağları üzerinde Aza Tepe (1000 m.) Sivri Tepe, Ha Dağları üzerinde Orta Tepe ve Mercimek Tepe (1201 m.) ovayı çevreleyen dağların düzlüğe eriştiği yerlerde dağa bir boyunla bağlanmış olarak veya müstakil bir görünüşte yer tutarlar. Bu tepelerin muhtemel bir fay basamağının çeşitli dış güçlerin tesiri altında kalıp yarılmalarıyla böyle tepelik bir görünüş almaları muhtemeldir. Jeolojik yapı bakımından bu tepeler yanlarındaki dağlarla aynı özelliği gösterirler. Etüt sahamın güneyinde yer alan Emmiallahın Tepesi, Kapişançal Tepe ve Karakaya Tepesi de hafif dalgalı arazide etraflarına göre oldukça bariz bir yükseklik oluşturur.[6]

Tek tepelere gelince, bunlar incelenen sahanın en fazla dikkati çeken yer şekilleridir. Bu tepeler Turhalovası'nda alüvial dolgu içerisinden sivri adacıklar halinde yükselmiş olan Mesozoi yaşlı kalkerlerdir. Bölgenin en yüksek yerlerinde de aynı yapıya yer, yer rastlandığından bu tek tepelerin meydana gelişi faylanma tektoniğine bağlamak mümkündür. Bu tepelerinin bulunduğu kısım önceleri Turhal'ın doğu ve batısında yer alan yüksekliklerin devamı iken kırılma sonucu çökmüş ve aralarındaki az çukur yerler dolarak buraların "tektepe" görünümü almalarına sebep olmuşlardır.

Bu tek tepelerin dikkate değer olanları batıdan itibaren sırasıyla İskele Tepe, Kale Tepe, Varvara Tepe ve Eğer Tepe şeklinde dizilirler.

İskele Tepe çoğunlukla mavi gri ve daha az olarak mavi siyah kalkerlerden ve beyaz mermerleşmiş kalkerlerden ibarettir. Bu gri kalkerler ve mermer aflörmanları bölgenin metamorfik şistleri üzerinde dağınık olarak bulunurlar. Bunların aslında daimi bir örtünün kalıntısı olması gerekir. Bu kalıntılar daha ziyade Turhal etrafındaki dağların üzerinde yayılmışlardır. İskele Tepe diğer tek tepeler gibi çıplak olup bazı yerlerinde tabakalaşma göstermeyen kalker blokları yüze çıkmışlardır. Eteklerinin düzlükle birleştiği yerleri molozlardan ve kopmuş küçük kaya parçalarından oluşan etek döküntüleri kaplamıştır.

Kale Tepe, Yeşilırmağın sağ tarafında sağ tarafında ova tabanından yükselmiş bir tek tepedir. Bölgedeki diğer tek tepelere nazaran daha hakim bir görünüşü vardır. Eski Turhal kasabası bu tepenin eteklerinde yer almıştır. şehrin başladığı yerlerde açığa çıkan temel arazi açık siyah renkli kalkerlerden meydana gelmiştir bu kalkerlerin tabanında Yeşil ırmağa doğru yeşil renkli kalkerler yer alır. Tepeye doğru yükseldikçe kalkerlerin rengi beyazlaşmaya başlar. Etrafını çeviren etek döküntüleri arasından yer, yer ana kaya ortaya çıkar.[7]

Kale Tepe'nin doğusunda Varvara Tepe ayrı bir yükseltidir. Etrafları geniş alüvyon sahaları ile kaplıdır. Batı yamacında büyük bir taş ocağının bulunduğu Varvara Tepe'nin kuzeybatı tarafında şehir suyunun elde edildiği, bur kaç delikten çıkan oldukça gür bir tabii kaynak bulunmaktadır.

Nihayet Turhal, doğusundaki Eğer Tepe marnlı, greli plaket kalkerlerinden oluşmuştur. Bu tepe E-W doğrultusunda uzanan güney yamacı dik ve kuzey yamacı tatlı eğimli olan bir tepedir. Doğuya yani çaylı köyüne doğru takip edilecek olursa tepenin iki kola ayrılır gibi bir durum gösterdiği ve buradaki Mesozoik tabakalarının daima kuzeye eğimli olduğu görülür.

KAYNAK:

TÜRK FOLKLOR ARAŞTIRMALARI  TURHAL FOLKLORU ,MUSTAFA ALPARSLAN,KÜTAHYA ,2007 



[1] Tokat Valiliği, a.g.e., s. 9

[2] Tokat Valiliği, a.g.e., s. 13

[3] Tokat Valiliği, a.g.e., s. 15

[4] Tokat Valiliği, a.g.e., s. 18

[5] Tokat Valiliği, a.g.e., s. 19

[6] Tokat Valiliği, a.g.e., s. 20

[7] Tokat Valiliği, a.g.e., s. 21

 
  33992 ziyaretçi bu siteden faydalandı  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol