belleten
  Halk Oyunları
 
İlçemizdeki halk oyunları genel itibari ile halay türünde oynanmaktadır. Oyunlarımız Ağırlama, Yanlama ve Yelleme olmak üzere toplam üç bölümden oluşmaktadır. Ağırlama bölümü oyunun en yavaş kısmıdır. Yanlama bölümü, ağırlama bölümündeki hareketlerin biraz hızlandırılmışıdır. Yelleme bölümü ise oyunun en hareketli bölümüdür.(Bkz. K.K.7)
İlçemizde oynanan bu oyunlar genellikle erkekler tarafından oynanır. Yöremizde oynanan bu oyunların çoğunluğu davul-zurna eşliğinde oynanmaktadır. Ancak günümüzde düğün salonlarında org eşliğinde de halaylar çekilmektedir.
Yöremizde oynanan halk oyunlarının bazıları konularına göre oynanmaktadır. Bu konular: insan-tabiat ilişkilerini konu alan, insan-hayvan ilişkilerini konu alan, toplumsal-sosyal ve diğer ilişkileri konu alan, üretim ilişkilerini konu alan halk oyunlarımız vardır. (Bkz. Resim–11)
Günümüzde nişanlarda org ile oynanan oyunlar çok azdır. Bunlar: Tokat Ağırlanası, Lorke, Kasap, Jandarma ve Ellik oyunlarıdır.
Turhal Yöresinde Oynanan Oyunlar
1.                                       Tokat ağırlaması
2.                                       Turhal halayı
3.                                       Ağca dudu
4.                                       Alaçam
5.                                       Allılar
6.                                       Artova sarıkızı
7.                                       Ardıç halayı
8.                                       Aşırma
9.                                       Burçak tarlası
10.                                   Camış halayı
11.                                   Çeçer
12.                                   Çekirge
13.                                   Çiçek halayı
14.                                   Çökelik
15.                                    Daldalan
16.                                   Deve oyunu
17.                                   Delilo
18.                                   Diley
19.                                   Dik halayı
20.                                   Dudumey
21.                                   Ellik
22.                                   Emine can
23.                                   Esmen diley
24.                                   Gargın halayı
25.                                   Geyik oyunu
26.                                   Gönüller semahı
27.                                   Güllü
28.                                   Halaylı
29.                                   Hanım kızlar
30.                                   Hora
31.                                   Hoş bilezik
32.                                   Hürülü
33.                                   İbiksi halayı
34.                                   Kabak
35.                                   Kabuk
36.                                   Kandilli
37.                                   Kara toprak
38.                                   Karabit
39.                                   Karadut
40.                                   Karanfilim
41.                                   Karnım ağardı
42.                                   Kartal
43.                                   Kazova yanlaması
44.                                   Kırat
45.                                   Kırklar semahı
46.                                   Kızık halayı
47.                                   Kımıl
48.                                   Koççari
49.                                   Köçek oyunu
50.                                   Lalelim
51.                                   Madımak
52.                                   Maşat halayı
53.                                   Mavilim
54.                                   Mektepli
55.                                   Mero
56.                                   Muhat halayı
57.                                   Necip halayı
58.                                   Öğretmen
59.                                   Omuz halayı
60.                                   Özen tegi
61.                                   Sallangel
62.                                   Semah
63.                                   Sarıkaya halayı
64.                                   Sarı kız
65.                                   Sarsı halayı
66.                                   Simsim
67.                                   Şeker oğlan
68.                                   Tamzara
69.                                   Temurağa
70.                                   Tersbijon
71.                                   Tokat ağırlaması
72.                                   Tokat sarıkızı
73.                                   Tombul makine
74.                                   Tucuk halayı
75.                                   Turhal sarıkızı
76.                                   Yelleme[1]
Yöremizde “halk oyunu oynamak” terimi yerine genellikle “halay çekmek” terimi kullanılmaktadır.
Yöremizde oynanan bu oyunların birçoğu özel hocalardan ders alınarak öğrenilmektedir. İlçemizdeki Halk Eğitim Merkezi, halay kursları vermektedir.
Bu halayların birçoğu ilçemize bağlı köylerde çok düzenli olarak oynanmaktadır. Bu köylerin başında Gökdere köyü gelmektedir. Bu köydeki gençler herhangi bir özel kurs almadan, sadece küçük yaştan halay guruplarına katılarak ve de halay gurubunun hareketlerini gözlemleyerek, bu tür halayları öğrenmektedirler.
Halay başını çeken kişide özel bir mendil vardır. Bu mendil, genellikle işlemelidir ve rengi kırmızıdır. Köylerde halay çeken kişilerin özel bir kıyafeti yoktur. Fakat şehir merkezinde halay çeken gurupların özel bir kıyafeti vardır ve hepsinin üzerindeki kıyafet benzerdir.
Öyküsü ve oynanış biçimleri: yörede düğün ve kınalarda oynanan bir oyun olup tema olarak insan-hayvan ilişkilerini veya hayvan sevgisini dile getirmektedir. Davul ve zurna eşliğinde oynanan oyun, Ağırlama, Yanlama ve Yelleme olmak üzere üç bölümden oluşur. Tokat Ağırlaması genelde halayların başında çekilir, baş halaydır. Başlangıçta yavaş başlayıp gittikçe hızlanır. Oyun sağ ayakla başlayıp, üç ileri bir geri ayak olarak, eller serçe parmaklarından, dirsek kırık vaziyette tutulur. Eğilme bölümünde ise kollar yere paralel olarak uzatılır ve önce sağa sonra sola olmak üzere dört defa çömülür.(Bkz. K.K.7)
İlçenin Sarıkaya köyünde oynanan bir oyundur. Sarıkaya köyüne özgü olmasına karşılık, ilçemizin diğer köylerinde de oynanmaktadır. Halk Eğitim Müdür Yardımcısı Aziz Kılıç tarafından halay derlenmiştir.(Bkz. K.K.7)
Birinci Dünya Savaşı yıllarında insanımız açlık ve sefalete düşerler. Geçim sıkıntısı baş gösterir. İnsanlar gerekli temizliği yapamadığı için bitlenirler. Oyundaki hareketler tamamen kaşıntı hareketlerini yansıtır. Oyunun yörede “karadut” olarak da oynandığı bilinir. Yöredeki karadut bahçelerinde karadut toplanması neticesi ile oynandığı da söylenmektedir. Davul ve zurna eşliğinde oynanmaktadır.(Bkz. K.K.7)
Karadut oyunu, davul ve zurna eşliğinde erkeklerin oynadığı, sevgiyi ve aşkı konu alan bir oyundur. Oyun iki bölümden oluşup yedi adamla oynanmaktadır. Omuzlardan tutarak oynanan oyuna sağ ayakla başlanır. İki adım yürüdükten sonra sol ayakla öne, sola arkaya sallanarak devam edilir. Oyunun yürüme bölümünde, ayak parmak uçları ileri göstererek yürünür. Daha sonra yelleme bölümünde sekerek, zıplayarak, çökerek ve eller birbirine vurarak oynanır.(Bkz. K.K.7)
Oyun genellikle Tokat’ın Artova ilçesinde oynanır. Eskiden vasıtalar yok iken atların meşhur olduğu zamanlarda vatandaşlar tarafından Kırat’a övgü olarak çıkmış olup, Kırat’ın hareketlerini yansıtan bir oyundur. Bu oyun davul-zurna eşliğinde erkekler tarafından oynanır.(Bkz. K.K.7)
Bir gencin gönlü Emine adlı bir kıza düşer ve onu görmek ister. Onu görünce aşka gelir.
Emine gördü gözüm
Gülmüyor benim yüzüm
Emine gelin olur mu?
Acab bilsen bizim
Bu halay da yöremizde en çok oynanan halaylardan biridir. Davul-zurna eşliğinde erkekler ve kadınlar tarafından oynanır.(Bkz. K.K.7)
Gülbahar simli bir kız koluna bilezik takmış. Köyde gezerken ona âşık olan genç onu görünce:
Hoş bilezik hoş bilezik kolları nazik,
Koluna takmış altın bilezik,
Gülbahar’ı gördüm benim yüreğim çok ezik,
Gülbahar’ı almazsam ben bu dertten ölürüm.
Yöremizde bu halaya “boş bilezik” de denilmektedir. Davul ve zurna ile erkekler tarafından oynanan bir oyundur.(Bkz. K.K.7)
İlçemizde en çok oynanan oyunlardan biri olup çok heyecanlı ve coşkulu bir oyundur. Davul-zurna eşliğinde oynanan oyun şu şekildedir: Sırayla düzülen gençler çeşitli figürlerle bir müddet arka arkaya hızlı bir şekilde giderler. Daha sonra en baştan başlayarak herkes ortaya çıkar ve kendi figürünü sergiler. Diğerleri de halka şeklinde çökerler ve alkış vururlar.
İlçemizde bulunan bazı köylerde ise bu halay büyükçe bir ateşin etrafında oynanmaktadır.(Bkz. K.K.7)
Bu halay iki kişi tarafından oynanmaktadır. Davulcu ve zurnacı bu halay esnasında çok hızlı çalmaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi halay deli bir insanın hareketlerini taklit eder. İki kişi karşılıklı ritme göre deli gibi oynarlar.(Bkz. K.K.7)
Öyküsü:
İki genç evlendiriliyor. Düğünleri Salı gününde başlıyor. (İnanca göre salı günü başlayan iş sallantıda kalır.) damadın iki kömüşü varmış, kömüşleri çayıra bırakmış. Ancak kömüşler birbirleri ile vuruşmaya başlamış ve onları hiç kimse ayırmaya cesaret edememiş. Kömüşlerin sahibi olan damat, damatlık elbiseleri üzerindeyken onları ayırmaya gitmiş, ancak onu damatlık elbiseleriyle tanımayan kömüşler damadı öldürmüşler. Kocası ölen gelin de bu türküyü yakmış:
Bugün günlerden salıdır salı,
Sallan gel sevdiğim sarılak beri,
Sarı teneşire sardılar yâri.
 
Sarı kömüş pâreledi benim yârimi,
Eğri büğrü boynuzları döktü kanını.
 
Bugün günlerden cuma akşamı,
Benim bu yârimin hâli başka mı,
Benim yârim öldü, öldürün beni.
 
Sarı kömüş pâreledi benim yârimi,
Eğri büğrü boynuzları döktü kanını.
 
Bugün günlerden pazardır pazar,
İmam, muhtar gelmiş çeyizim yazar,
Sarı kömüş böyle mi niçin azar.
 
Sarı kömüş pâreledi benim yârimi,
Eğri büğrü boynuzları döktü kanını.(Bkz. K.K.7)
Yöremizde çocukların oynadığı oyun çeşidi bir hayli fazladır. Genellikle bütün yörelerde ortak olarak oynanan oyunların yanında yöremiz çocuklarının kendine has oynadığı oyunları da vardır. Yöremiz çocuklarına has olan oyunların belli başlıları şunlardır:
Bu oyun genellikle dört kişi tarafından oynanır. Bu dört kişi ilk olarak aralarında ebe seçerler. Seçilen ebe ellerini yüzüne kapatarak şu sözleri söyler: “Davul-zurna beni vurma, bir, iki, üç” der ve aniden ellerini açarak geriye döner. Diğer oyuncularda hiç kımıldamadan olduğu gibi durur. Kımıldayan kişi oyundan çıkar. Geriye dönen ebe, kımıldamadan duran bu oyuncuları güldürmeye çalışır. Ebenin güldürdüğü kişi ebe olur. Eğer ebe hiç birini güldüremezse tekrar kendisi ebe olur. (Bkz. K.K.9)
Bu oyun en az üç kişi, en fazla on kişi ile oynanır. Çocuklar kendi aralarında sayışma yaparak aralarından birini ebe seçerler. Seçilen ebe içinden birden ona kadar bir sayı tutar. Daha sonra diğer oyunculardan içinden tuttuğu o sayıyı tahmin etmesini ister. Sayıyı tahmin eden kişi ebenin tarafına geçer. Bu seferde ebenin içinden tuttuğu sayıyı bilen kişi, içinden bir sayı tutar ve bu sayıyı sessizce ebeye söyler. Daha sonra bu sayıyı diğer oyuncuların tahmin etmesini isterler. Bu durum bir kişi kalıncaya kadar devam eder.
En sona kalan kişi diğer oyuncuları yakalamaya çalışır. Ancak tam yakalayacağı sırada, yakalanacak kişi “aspirin” deyip yerinden kımıldamazsa o kişi kurtulur. Aspirin demeyen diğer kişiler “aspirin” diyerek donan o kişinin eline vurursa, o kişi tekrar oyuna dâhil olur. Yakalamaya çalışan kişi de “aspirin” demeden kimi yakalarsa o kişi ebe olur. (Bkz. K.K.9)
Bu oyun genellikle üç kişi ile oynanmaktadır. Bu üç kişi aralarında sayışarak bir ebe seçerler. Seçilen ebe bir kibrit kutusunun kenarlarına “jandarma, polis, avukat, hâkim, pas ve dayak” yazar. Ebe eline de bir değnek alır. Bu oyunda oyunu ebe yönetir. Ebe ceza verebilir.
Kalan iki kişi karşılıklı otururlar. Sırayla kibrit kutusunu atarlar. Kibrit kutusunun üzerinde yazanların derecesine göre puanı vardır. Eğer pas gelirse, kibrit kutusu diğer oyuncunun eline geçer. Kibrit kutusunun dayak kısmı gelirse, ebe elindeki sopa ile istediği cezayı verebilir.
Oyun başında bir puan belirlenir. Bu puana ilk ulaşan kişi birinci olur. (Bkz. K.K.9)
Bu oyun en az on kişi ile oynanır. Bu on kişi kendi aralarında beşerli iki guruba ayrılırlar. Ortaya dokuz tane taş üst üste dizilir. İki gurup, bu taştan beş metre aralıkta karşılıklı çizgi çizerler ve her gurup kendi çizgisinin arkasına geçer. Yazı tura ile ilk oynayacak gurup belirlenir. Belirlenen guruptan herkes sırayla topu, üst üste dizili olan taşlara fırlatarak taşları yıkmaya çalışır. Eğer üç taş yıkarsa, yıkan kişi bir defa daha atmaya hak kazanır. Topu fırlatan kişi taşların dokuzunu da yıkarsa kaçmaya başlar. Karşı taraftaki beş kişi topu alarak onu vurmaya çalışırlar. Kaçan kişi vurulmadan kendi gurubundaki kişiler o taşları üst üste tekrar dizmeyi başarabilirse, o oyunun galibi olurlar. Ama vurulursa, top karşı tarafa geçer.
Yöremizde, bu oyunlardan başka saklambaç, körebe, birdirbir, uzuneşek ve elim sende gibi çocuk oyunları da oynanmaktadır. (Bkz. K.K.9)
Yöremizdeki büyükler, eskiden olduğu gibi kendi aralarında oyun tertip etmemekle birlikte bazı köylerimizde büyüklere mahsus oyunlar, eğlenceler tertip edilmektedir.
Oyunun bir ebesi vardır. Ebe, ayakta, elinde bir ucu bağlanarak topuz edilmiş havlu ile elindeki yüzüğü oturanların içinden birine gizlice verir. Diğer oyuncuları da sırayla, ellerinin içine yüzük koyuyormuş gibi gezer. Kimse yüzüğün kimde olduğunu bilemez. Herkes birbirinden şüphelenir. Ebe “Yüzük Kimde?” diye birine sorar. O kişide şüphelendiği bir kişiyi söyler. Söylenilen kişide yüzük varsa bile “yok” der ve ebenin sorduğu kişi ebe tarafından havlu ile eline vurularak cezalandırılır. Ebe sonra şüphelenilen o kişiye “Yüzük Kimde?” diye sorar. O da şüphelendiği bir kişiyi söyler. Bu şekilde yüzüğün gerçekten kimde olduğu araştırılır. Yüzük kimde ise, o kişi üç kez söylenildiği zaman yüzüğü çıkarmak zorundadır. Yüzüğü bulan kişi ebe olur ve oyun yeniden başa döner. Bu şekilde yüzük saklanıp bulunarak ve ebenin değişmesiyle oyun devam eder. (Bkz. K.K.9)
Ebe odada bulunanlara sırayla sorar.
Bıçak olsan ne keserdin?
Karşısındaki kişi istediği bir şeyi söyler. Mesela; ekmek, hıyar, domates, insan vb… diyebilir.
Sırayla herkese sorulduktan sonra; ebe “kim ne kestiyse şu şekilde söyleyecek” der. Mesela; “hıyar” keserdim diyen; “Annem hıyar, babam hıyar, ben hıyar oğlu hıyar” demek zorunda kalır. Herkes bu şekilde komik duruma düşenler güler. Bazıları bu oyunu önceden bildiği için tuzağa düşmemiştir. ”İnsan keserdim” demiştir. “Annem insan, babam insan, ben insanoğlu insan” der ve komik duruma düşmekten kurtulur. Bu oyun aslında oyunu hiç bilmeyenler için bir tuzaktır. Bilmeyenler rasgele söyledikleri kelimelerle, sonuçta rezil olurlar. (Bkz. K.K.9)
Geçler bir araya toplanır. Kızlı erkekli oynanan bir oyundur. Herkese bir numara verilir. Oyunun bir ebesi vardır ve o ebe de kendisine bir numara alır. Ebe oyunu başlatır. Oyun şöyle oynanır. Örnek sayılarla gösterelim.
(25) – Of yandım.
(30) – Kime yandın?
(25) – Beşe yandım. (Beş hemen söze başlar.)
(5) – Of yandım.
(25) – Kime yandın?
(5) – On’a yandım (On hemen söze başlar.)
(10) - Of yandım.
(5) – Kime yandın?
(10) – Kırka yandım.
(40) - Of yandım.
(10) – Kime yandın?
(40) – Elli beşe yandım…
Şeklinde devam ederek oyun oynanır. Oyun esnasında şaşıranlar, duraksayanlar, oyundan çıkarılmış bir numarayı söyleyenler oyun dışı bırakılır. Bir süre oynandıktan sonra sona erdirilir. Oyun sonunda oyun dışı kalanlara ceza verilir. Bu kişilerin birtakım eşyaları; yüzük, saat, tespih, anahtarlık, çakmak vs… alınır, bir kabın içine konulur. Ebe, kabın üstünü bir bezle kapatır. Bir ceza belirlenir. Mesela şarkı falan söyletme gibi… Ebe kabın içine elini daldırıp bir eşya çıkartır. Çıkan eşya kiminse, o kişi eşyasını almak için şarkıyı söylemek zorundadır. Bu şekilde tek tek eşyalar çekilmesiyle cezalar verilir. Bazen bir kişi başkasının cezasını üstlenmek isteyebilir. Eşyanın sahibi cezaya razı olmazsa, bir başkası “eşyayı bana verin ben cezayı çekerim” diyerek cezayı üstlenebilir. (Bkz. K.K.9)
Bu oyun iki kişi tarafından oynanır. Bu iki kişi karşılıklı durarak ellerini uzatırlar. Fakat birinin avuç içleri yukarıya, diğerininki aşağıya bakmak zorundadır. Avuç içi aşağıya bakan, diğerinin eline aniden, hızlıca vurmak zorundadır. Vuramazsa aynı hareketi diğer oyuncu dener. (Bkz. K.K.9)

KAYNAK:

TÜRK FOLKLOR ARAŞTIRMALARI  TURHAL FOLKLORU ,MUSTAFA ALPARSLAN,KÜTAHYA ,2007


[1] Tokat Valiliği, a.g.e., s. 49
 
  33992 ziyaretçi bu siteden faydalandı  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol