Yumurtanın akı, zeytinyağı, kuru üzüm ve ısıran köpeğin bir tutam kılı iyice karıştırılır. Daha sonra bu karışım sahanda dövülür. Elde edilen macun yara üzerine itinalı bir şekilde sarılır. Bu şekilde köpeğin ısırması ile oluşan yara iyileşir. (Bkz. K.K.1)
Akrebin ısırmasından sonra, ısıran akrep öldürülür, öldürülen bu akrep, ısırdığı yere tutulur ve oradaki zehri çekmesi sağlanır. Bu şekilde oranın iyi olacağına inanılır. (Bkz. K.K.1)
Taban taşı ilçemize bağlı Kızkayası köyünde bulunmaktadır. Yürüme çağı gelip geçtiği halde düzgün yürüyemeyen, yere tam basamayıp tabanları havada yürüyen çocuklar bu taşa bastırılır ve böylece düzgün bir şekilde yürümesi sağlanır. (Bkz. K.K.1)
İtdirseği dediğimiz çıban, genellikle göz çevresinde çıkar. Bunun tedavisi de halkımız tarafından yapılmaktadır. Bir halbura ekmek koyulur ve halbur gözünün üzerine tutulur. Bir köpek getirilir ve o halbur üzerindeki ekmek köpeğe yedirilir. Böylece “itdirseği” dediğimiz çıban birkaç günde iyileşir. (Bkz. K.K.1)
Hastalanan bir insana veya hayvana bazen nazar değdiğine inanılır. Nazardan korunması için üzerlik otu yakılıp tüttürülür. Aynı zamanda üzerlik otunun dumanı ile birlikte dua okunur. Böylece hastanın üzerindeki nazarın geçeceğine ve nazardan korunacağına inanılır. (Bkz. K.K.1)
Felç geçirip de ağzı eğilen kişiler vardır. İlçemizde terlik vurarak bu hastaların ağzını düzelten mübarek şahıslar vardır(Bkz. K.K.1)
Herhangi bir nedenle iltihap bağlayan yaralar için közde soğan pişirilir. Pişirilen bu soğan hafif soğuduktan sonra iltihabın üzerine koyulur ve sarılır. Bu soğanın tedaviye büyük faydası bulunur. (Bkz. K.K.1)
Sıvıyağ ve karalâhana haşlaması göğse sürülürse öksürüğü keser Sarımsak, tuz ve zeytinyağı karışımından bir damla kulağa damlatılırsa kulak ağrısını keser.
Herhangi bir sebeple korkmuş kişilere dişili-erkekli “kurs” adı verilen bir nesne yutturulur.
Kalay tozu ve zeytinyağı karışımından elde edilen macun, sivilcelere iyi gelir. (Bkz. K.K.1)
Yöremizde havyan tedavileri veteriner hekimin dışında halkın kendi bilgi ve tecrübeleriyle de tedavi edilmektedir. Yöremizdeki belli başlı hayvan hastalıkları ve halkın bu hastalıklara uyguladığı tedavi yöntemleri şunlardır: (Bkz. K.K.1)
Yöremizdeki hayvanlarda, bazı dönemlerde “şab” denilen bir hastalık görülmektedir. Bu hastalık bulaşıcı olup, hayvanı ayağından yakalar. Tedavisi için halkımız iki yöntem uygular. Bunlardan birincisi, hayvanın şab’a yakalanan ayağının “şab taşı” denilen taşa bastırılmasıdır. İkinci tedavi yöntemi ise, çamurlu bir yerden hayvan geçirilerek, tırnaklarını çamura bulaşması sağlanır. Daha sonra tırnaklarında kuruyan bu çamur, ılık su ile yıkanarak tedavi edilir. (Bkz. K.K.1)
Çeşitli nedenlerden dolayı karnı ağrıyan hayvanı ilk gören kişi tedavi eder. Bu kişi kendine ait olan mendili dua ile hayvanın karnının altından üç defa geçirir. Daha sonra mendille hayvanın karnına yavaş yavaş üç defa vurur. Hayvanın bu şekilde tedavi edildiğine inanılır. (Bkz. K.K.1)
Yöremizde ishal olan hayvanlara şerbetli su yapılarak içirilir. Çok etkili bir tedavi yöntemi olan bu yöntem veteriner hekimler tarafından da tavsiye edilmektedir. (Bkz. K.K.1)
Çeşitli sebeplerden dolayı karnı şişen hayvanın kulağı hafifçe kesilerek, kulağından kan alınır. Daha sonra topraklı su hazırlanarak hayvana içirilir.
Şişkinlik için bir başka tedavi de hayvanın koşturulmasıdır. Hayvan dışkısını yapıncaya kadar koşturulur. Dışkısını yapan hayvan rahatlar ve kurtulmuş olur. (Bkz. K.K.1)
Bazı dönemlerde hayvanın gözlerine boz renkte, perde gibi bir zar inmektedir. Hayvanın gözüne inen bu boz renkteki zar hayvanın görememesine ve ilerleyen dönemlerde kör olmasına neden olur.
Yöremizde bu hastalığın tedavisi şöyledir:
Bir miktar kına ile bir parça cam dövülerek toz hâline getirilir. Toz hâline getirilen bu karışım, hayvanın boz inen gözüne bir boru yardımıyla üflenir. Karışım içindeki cam hayvanın gözüne batarak, hayvanın gözünü açıp kapatmasını sağlar. Kına ise bu açıp kapatma esnasında gözü siler. (Bkz. K.K.1)
Özellikle kış dönemlerinde üşüyen hayvan “çon” denilen hastalığa yakalanır. Çon hastalığına yakalanan hayvan titrer ve beli kamburlaşır. Tedavisi için hayvanın kuyruğu hafifçe yarılarak kan akıtılması sağlanır. Daha sonra hayvanın kamburlaşan sırtı sıvazlanarak düzeltilmeye çalışılır. (Bkz. K.K.1)